5 Ağustos 2014 Salı

Adalet

Haber programlarını yakından takip etmediğimizi düşünüyorum. Az çok hepimizin düşüncesi aynı. Katliamlar, cinayetler, tecavüzler, trafik kazaları ne yazık ki baştan sona ruhumuzu daraltan haberler hepimizin psikolojisini bozuyor. Fakat gözden kaçırdığımız çok şey oluyor. Hepimizin severek dinlediği Türkiye de duayen olan bir isim silahlı saldırıya uğramıştı. Bu davanın sonucunda azmettirici şahsın aldığı ceza 36 yıl 6 ay.
Buraya kadar hiçbir sıkıntı yok. Eğer bir insan bir cana kastediyorsa en ağır cezayı almalı. Fakat bir insan bir cana kıyıyorsa cezası ne olmalı?
Günlerce kafası zengin bir iş adamının oğlu tarafından kesilerek öldürülen gencecik kızın cinayetini konuştuk. Dava sonuçlandı. O, çok ünlü işadamının oğlu sadece 24 yıl ceza aldı. Ve tabii indirimler ile toplam cezası 14 yıl.
İki olayda da ünlü ve paranın gücüne sahip taraflar var ve dava sonuçlarına bakınca da ister istemez şunu düşünüyorum. Paran kadar mı insansın. Sıradan bir vatandaşın canına kastedildiğinde neden gerçekten ceza verilmiyor. Çok karşılaşıyoruz. Tecavüz, darp, hırsızlık, taciz gibi olaylar sonucunda tutuksuz yargılanmasına karar verildi söylemleri ile. Canımızı yakan birine bunun bedelini ödetmek için illa gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda boy gösteren ünlü biri mi olmak gerekiyor. Veya bu ülke de varlıklı bir aileye mi mensup olmak gerekiyor.
Bir adalet sistemi varsa ve Allah katında herkes eşitse kimsenin hakkı yerde kalmamalı.
Hz. Ömer’in dediği gibi “Adalet olmadıkça yönetimin faydası olmaz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder