İnsan;
Yaratanın eşref-i mahlûkat diye taçlandırdığı, nimetlerin en güzelleri ile donatılmış, ruhuna yaratanın nefesi üflenip can bulmuş olan insan. Ne kadar özeliz, ne kadar güzeliz her birimiz ayrı ayrı. Farkına varabiliyor muyuz acaba?
—hayır,
Çünkü zerre miskal insan olmanın ne demek olduğunun farkına varmış olabilsek yaşadığımız dünya böyle bir yer olmazdı. Bu kadar çıkar çatışmaları, benlik savaşları, yalanlar, riyakârlıklar vs vs olmazdı, olamazdı. İnsanoğlu çiğ süt emmiştir deyimi bile söylenemezdi.
İnsan yaratılırken tek bir beden, tek bir ruh ile yaratılmış olsa da gözle görünmeyen iki canavar ile dolaşıyor aslında. Biri ego, diğeri nefs. Bunları yenebildiği gün yaratanın da dediği gibi en özel, en güzel varlık haline dönüşüyor.
Ego, maalesef tedavisi olmayan bir hastalıktır. Sürekli konuşur. Her yaptığınız işte, her girdiğiniz ortamda hep ben der. Biri görsel olarak sizden güzel ise direkt sesi gelir arkadan hıh o da güzel mi, ben ne güzeller gördüm. Veya istemediğiniz bir yorum ile karşılaştığınızda yine seslenir. Bu kim olur da bana böyle der. Çünkü ego sürekli büyür. O büyüdükçe siz küçülürsünüz farkında olmadan. Ego geçici şeyler ile beslenir. Ne yazık ki doymak bilmeyen de bir iştahı vardır. İş yerinizde terfi edersiniz eğer ki egonuz sizden büyükse astınız olan insanların vay haline. Bitmek, tükenmek bilmeyen bir mücadele başlar. Sürekli dürter, sürekli konuşur. Sürekli birilerini ezdirir. Sürekli birilerinin açıklarını aratır. Çünkü kendisinden daha iyisi olamaz. Ve ego insanı kör eder. Taa ki bir gün kendisinden daha büyük bir ego çıkıpta şşştt dur bakalım sen de ne oluyorsun diyene kadar. Egoyu yok etmek büyük bir erdemdir. Her şeyden önce sahip olduğumuz olacağımız, maddi manevi tüm varlığın emanet olduğunu kabul etmemiz lazım. Sahip olduğumuz bedenden tutunda, oturduğumuz eve, bindiğimiz arabaya, kazandığımız paraya varana dek her şey bir emanettir. Gerçekten bilene.
Nefs kavramına gelince, belki egodan daha zararsızdır. Çünkü nefs kendinize hâkim olmanız gereken otokontrolü daha kolay olan bir kavramdır. Hakkınız olmayan bir şeyi almak. Eşinizi, dostunuzu veya kendinizi aldatmak. En basite indirgeyecek olursak diyet yaparken muhteşem bir tatlıyı yemek nefsin arzusudur. İslamiyet’te oruç tutmanın ana teması nefsi terbiye etmektir. Eline, diline, beline hâkim olan insan nefsini öldürür.
İnsanı yanlışa sürükleyen, ruhunu öldüren iki şeydir. Ego ve nefs. Belki de varoluşumuzun temeli insan olarak doğup bu iki kavram ile mücadele ederek arınmayı başarıp tekrar vuslata ermektir. Çünkü her günümüz birbirinden meşakkatli. Birbirinden ayrı mücadeleler ile dolu. Bazen hayata karşı, bazen kendimize karşı hep bir mücadele içindeyiz. Yaşadığımız dünya üzerinde milyarlarca ego ve nefs ile asıl mücadelemiz. Ve bilmeliyiz ki insanın olduğu her yerde her şeye hazırlıklı olup şaşırmadan, kabullenmeyi öğrenerek devam etmeliyiz. Başkalarını değiştiremesek bile kendimizin farkına varabilmeliyiz. Belki de ilk kendimizden başlamalıyız. Egolarımızdan arınıp, nefsimizi öldürerek benlik duygusunu bir kenara bırakıp. Yaratan katında insan olmanın saygınlığına erişebilmeliyiz.
Eşref-i mahlûkat olabilmenin hazzını yaşayıp, yaşatabilmek dileği ile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder