İnsanlar acılarını uzun uzun anlatamazlarmış.
Bize hep acı anlatıldıkça azalır diye öğrettiler.
Koca bir yalanmış. Can'ınızı
acıtan her ne ise aslında anlattıkça azalmıyor. Bir insanın canını en çok
acıtan sevdiğini kaybetmektir. Aksini tecrübe etmedim bu hayatta naçizane
fikrimdir. Para kaybedersiniz, üzülürsünüz, tekrar kazanırsınız, kısmet, nasip,
rızık dersiniz tolere edersiniz.
Hayal kırıklığına uğrarsınız, bir iki
sızlanırsınız unutursunuz. Sevdiğiniz bir eşyayı kaybedersiniz, yenisini daha
güzelini alırsınız iyi ki kaybolmuş dersiniz. Fakat sevdiğinizi kaybederseniz,
ne unutursunuz, ne nasip kısmet demeye diliniz varır, ne de yerini
doldurabilirsiniz. Soranlara öyle işte dersiniz, öyle..
Anlatsanız yüreğinize sığmaz, dilinizden hep iyilikleri dökülür, güzellikleri
kelimelere yerleşiverir. Hatıralar bir bir uçuşur gözlerinizin önünde, kokusu
burnunuza, sesi kulağınıza gelir. Yarım kalmış bir hayat canlanıverir
uzaklarda, gözleriniz dalar gider. Nefesiniz kesilir, kalbiniz sıkışır,
burnunuzun direği sızlar, gözlerinize iki damla yaş dolar, derin bir nefes alır
öyle işte dersiniz.. Hava da pek değişken oldu. İnsan ne giyeceğini bilmiyor Ya
da çoluk çocuk nasıl diye bambaşka kanallara geçersiniz. Gün geçer de akşam
olur ya, asıl o zaman başa döner. Ahh be dersiniz gitmeseydin, yitmeseydin. Ne
güzeldi her şey, güzel olan her şey seninle gidiverdi. Karşınıza gelse otursa
anlatsanız ona onsuz her şeyi, yarım, eksik, yıkık, dökük.. Sıcak ekmek kokusu
o kadar da güzel değilmiş, deniz'in mavisi solmuş, çayır çimen kaybolmuş,
çayın, kahvenin tadı yavanmış. Sensiz içilen tütün bile harammış.
Bir varmış bir yokmuş diye başlayan tüm masallar doğruymuş... Bir VARMIŞ, bir
de YOKMUŞ..
Hayat kısaymış, sevgi bakiymiş.. Daha çok sevseymişim, daha çok koklasaymışım,
daha çok sarılsaymışım, bak işte bugün yok olmuş dememek için, sevmekten,
söylemekten, sahip çıkmaktan korkmayın. Acının rengi nedir bilmem fakat tarifi
öyle işte..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder